Daha ortada KANAL ISTANBUL’un adı bile yokken yıllar yıllar önce Kurtlar Vadisi’nde proje adıyla işlenen bir konuydu İstanbul’a kanal yapılması. Gezi Parkı olaylarında bile, Gezi Platformu isimli gruptan, zamanın Başbakanı Tayyip Erdoğan ile görüşenlerin ana gündemi Gezi Parkından sonra, Kanal İstanbul Yapılmasın, 3. Köprü yapılmasın, 3. havalimanı yapılmasın gibi taleplerinden birini oluşturmuştu bu proje. Peki gerçektende Kanal İstanbul yapılmamalı mı ? Çünkü bir sürü Profesör ünvanlı kişiler bunun bilimsel olarak yanlış olduğunu söylüyorlar. Peki gerçekten de yanlış mı ? Herkes o kadar çok fikir belirtiyor ki, hangi fikir doğru hangi fikir yanlış ayırt etmek zorlaşıyor. O zaman bizde en somut gerçeğe, İstanbul Boğazının anlık trafiğine bakalım. Kanal İstanbul yapılmalı mı, yapılmamalı mı diye ?

Resmin üzerine gelip tıklayarak resmi büyültün, daha net görebilirsiniz.


.
.
Gördüğünüz gibi İstanbul Boğazı’nda aşırı kalabalık bir durum var. Boğaz ahıra dönmüş durumda. Yukarıdaki gibi bir çok fotoğrafta Boğazın bu halini görüp te buna rağmen Kanal İstanbul yapılmasın diyerek karşı çıkanların, aklı ve beyni kullanmayı bir kenera bırakarak tamamen kin, öfke ve ihanet duygularının tesiri altındaki kişilerden olduğunu göstermekten başka bir şey olmadığının kanıtı olsa gerek…

Çünkü bu durum, yine ve yeniden dediğimiz gibi, herşeyden önce ACİLİYET TAŞIYAN BİR İHTİYAÇ. Yani bu hal, Hürmüz Boğazında da olsa, CebeliTarık Boğazında da olsa, Nil nehrinde de olsa ACİLİYET TAŞIYAN BİR İHTİYAÇ. Çünkü başlanmasından bitirilmesine kadar 5-10 yıl geçmesi gerekecek bir atılım, Kanal İstanbul.

Tamamlanması 9 yıl süren MARMARAY’ın inşaatı için yollar, sokaklar, caddeler kaptılmıştı, güzergahtaki birçok yer kazılmıştı, sokaklar caddeler çamur deryasına dönmüştü, yıllarca ama yıllarca eleştirildi. “Masrafı çok fazla” diye haberler yapıldı, “deprem olduğunda ne yapılacak” vs. vs. dendi ve nice kendine biliminsanı, profesör diyenler karşı çıktı ama 2013’te bittikten sonra günümüze kadar yaklaşık 400.000.000 kez kullanıldı MARMARAY.

Şimdi aynı teraneler KANAL İSTANBUL için söyleniyor. İstanbul 1918’te İngilizler tarafından işgal edildiğinde, yol kenarında durup, geçen İngiliz Askerlerini alkışlayanlar 1960 ta DEVRİM Arabasını eleştirip yaptırtmadılar, çocukları MARMARAY’ı eleştirdi, torunları da KANAL İSTANBUL’u eleştiriyor. Bu ülke bir adım ileriye gidemesin diye resmen pusudalar. Yapılmaya çalışılan her gelişmeyi, türlü türlü yalanlarla karalamaya yaptırtmamaya çalışıyorlar.

Elbette her projenin gerçek anlamda eleştirel yönleri olabilir. Önemli olan projedeki eksiklik veya yanlışların düzeltilmesini sağlamaktır. Bu niyetle eleştirip, eksikliklerinin tamamlanmasını sağlamak için eleştirenleri, can-ı gönülden takdir ediyoruz ve kendilerine saygı duyuyoruz.

Ama hangi sebeple olursa olsun, direkt olarak YAPILMASIN deyip karşı çıkmak, yalnız ve yalnızca, BU ÜLKEYE VE ÜLKE İNSANINA İHANET olarak tanımlanabilir.
.


.
.
.
.
.
.

.